Sınai devrimden önce kullanılan su insanlar için hep çözümler üretmiş; andan taşımacılıkta yol olarak, değirmenler gibi yapılarda güç üretiminde, tabakhane gibi yerlerde de yıkama vb. işler için kullanılmıştır.
Su dünyada bilinen en iyi çözücülerden biri olup onun bu özelliği sayesinde hayatiyetimizi sürdürmekteyiz. Vücudumuzda su bir çözelti olarak bulunur; orada da besinlerin taşınması, elektron alışverişleri, atıkların taşınması gibi bir dolu işe yaramaktadır. Su doğada hangi yataklardan geçerse oradaki maddeleri çözerek üzerine almakta saflığını kaybetmektedir. Zaten su özel şartlar hariç saf olarak bulunmaz ve öyle üretildi ise bile eğer iyi korunmaz ise hemen saflığını kaybeder. Hiçbir şey olmazsa ortamdaki gazları kendinde çözer ve saflığını kaybeder.
Sınai devrimin ana ateşleyicisi Buhar ile doğrusal bir hareketin dönen bir harekete dönmesi ile olmuş; böylece makine kullanılarak yığınsal üretim gerçekleşmeye başlamıştır.
Buharın kullanılmaya başlaması suyun çok iyi çözücü olmasından dolayı üzerinde bulunan safsızlıkların çözünmeyen ısı transferini de zorlaştıran kışır dediğimiz yapılarında hayata geçmesine neden oldu. Bu yapılar bir müddet sonra sistemin kullanılamaz hale gelmesine neden oluyordu. Bu kışırın oluşmasında su içinde sertlik dediğimiz yapıyı kalsiyum ve magnezyum tuzları ve silis baş rolü oynuyordu.
Su şartlandırması ile ilgili bir dolu hikaye anlatılır. Akla en yakın gelen ve sonuçları itibari ile çözüm olan ilk başlangıç hikayesi aşağıdaki gibidir.
Buharın kullanılması ile özellikle trenler taşımacılıkta kullanılmaya başlanmıştır. Oluşturulan buhar bir pistonu hareket ettirdikten sonra ortama salınmakta; buda buhar oluşturulan kazana sürekli yeni su takviyesini zorunlu kılmaktadır. Her alınan yeni su; kazan içine yeni safsızlıkların girmesine bir müddet sonra halk arasında kireçte denilen kışır yapılarının oluşmasına neden olmaktadır. Trenler yolculuklarına istasyonlarda tanklarına yeni su alarak devam edebilmekte idiler. Bir müddet sonra kışır buharın oluşturulduğu kazan kısmının ısı transferini yapılamaz hale getirmektedir. Oluşturulan çözüm belli aralıklarla trenlerin buhar kazanlarının açılarak mekanik temizlik yapılmakta imiş.
Rivayet odur ki; günlerden bir gün bakım için gelen trenin kazanının diğerleri gibi kalın kışır yapısı olmadan geldiği içinde bir patates çuvalı bulunduğudur. Bakıma gelen trenlere çuvalla patates konmaya başlayınca kışırın eskisi kadar olmadığı görülmüş. Bu olayın patatesin içinde bulunan uzun zincir olan nişastanın sertlik oluşturan bileşiklerle oluşturduğu daha az yapışabilir bileşikler nedeni ile olduğu bilinmektedir. Daha sonraları yıllarca nişasta ile şartlandırma yapılmaya çalışılmıştır.
Bu tabii ki başlangıç daha sonra gelişmeler devam etmiştir. O da bir dahaki yazıya.. (Türkay- Ocak 2018)